Bir gün genç bir Hristiyan beni ziyaret etti. Bu adam, gece yarısı beni
uyandırıp yatağımın kenarına oturarak benimle İsa ve yaşamım hakkında
konuşacak kadar yüzsüz davrandı. Değiştiğini, mutlu olduğunu ve yaşamın
anlamını bulduğunu öne sürüyordu. Dahası var: Dediğine göre ben
günahkârmışım, Tanrı’dan da bu nedenle ayrıymışım. Eksiğim; günahlarımın
bağışlanması ve İsa aracılığıyla gerçekleşen kurtuluşa iman etmememmiş.
Yeterince idealim ve meşguliyetim vardı. Ama bu adamdaki güven ve özgürlük
bende yoktu. Cesaretle beni uykudan uyandırdı ve arayışımla sorumun yanıtına
sahip olduğunu öne sürdü: ‘Mesih İsa’ dedi. Duraksadım. Onu kovmalı mıydım,
yoksa sözlerini kabul mü etmeliydim?